Nefes “Sevdaları Dağlarda Kalanların Hikayesi!” // Serap Besimoğlu // YeniÇağ // 1 Kasım 2009

Nefes “Sevdaları Dağlarda Kalanların Hikayesi!” // Serap Besimoğlu // YeniÇağ // 1 Kasım 2009

Bu hafta sütunumu beni çok etkileyen bir filme ayırmak istedim. “Nefes”… Gerçekten de filmi nefesim kesilerek izledim.

Bence filmde yansıtılanlar gerçeğin, kahraman Mehmetçiğin zorlu mücadelesinin sadece bir kısmı. Film, Irak sınırında görevli bir komutanla 40 askerinin destansı öyküsünü anlatıyor. Filmin senaryosu aynı zamanda filmin yönetmeni olan Levent Semerci ile Mehmet Altınay ve Hakan Evrensel’e ait. Senaryo çoğunlukla Evrensel’in “Güneydoğu’dan Öyküler” kitabından uyarlanmış.

Kendi de eski bir asker olan Evrensel Güneydoğu’da uzun yıllar subay olarak görev yapmış. Sonrasında tanıklıklarını kitaba dönüştürmüş.

Film Antalya’nın Kemer ilçesi yakınlarındaki Tahtalı dağında çekilmiş. Film için aslına uygun olsun diye dağda 2365 m yükseklikte bir karakol kurulmuş. 40 asker için yetenekli ama ünlü olmayan isimlerle çalışılmış.

Hepsinin birbirinden ayrı hikayeleri vardı. Ama o küçücük karakolda birbirinin aynı arzularla görev yapıyorlardı. Vatanı korumak, tezkerelerini sağ salim almak ve eve dönmek…

Hepsi gençtiler, yüreklerindeki sevgiyle sarıldılar tüfeklerine. En büyük sevdaları ise “Vatan” dı. Hepimizin sevdası değil mi vatan? Onlarca genç bu uğurda yüreğini dağlarda bırakmadı mı?

Sınır nedir? Neresidir bilmezdi çoğu ana, en son sınır olan ölümle tanıştılar… Filmi izlerken aklıma basına yansıyan bir sürü haber ve çıkıp fütursuzca askerliği eleştirenler geliyor yada askerliğini en rahat şartlarda yapıp da askerlik hatırası resimler çektirenler. Kısacası askerliği teğet geçenler… Gerçeği bu değil!

Askerliğini en zor şartlarda yapmış ve yapmakta olan binlerce Mehmetçiğe karşı sevgim ve saygım bin kat artıyor. Film süresince zorlu mücadelenin sadece bölücü örgüte karşı değil aynı zamanda doğanın şartlarına karşı da verildiğine tanık oluyoruz. Aslında film bizi bize anlatıyor. Hemen hemen her gün basına yansıyan şehit haberleri ve çatışmalara şahit oluyoruz. Çekimler sırasında bu sahneler çok güçlü işlenmiş. Öyle ki efektler, resimler, sahneleri çok öne çıkarıyor. Her şey sizi de içine alıyor, kendinizi bir an kurşunların arasında hissediyorsunuz.

En çok etkilendiğim sahnelerden biri de genç askerlerin vasiyetlerini yazdıkları an… Hele Milas şivesi ile konuşan Egeli gencin organlarını bağışlama kararı, işte orda kopuyorum. Ayrıca yüzbaşı ile askerler arasında geçen içtima sırasındaki konuşmalar “hepiniz öldünüz” sahnesi filmin içinde kendine öyle güzel bir yer bulmuş ki; duygularım dağlara savrulurcasına nefesimi tutup izliyorum. Levent Semerci zoru başarmış. Güç doğa şartlarına rağmen askerliğin önemli bir kısmını, dağda yaşananları beyaz perdeye aktarmaya çalışmış. Tüm ekibin ellerine sağlık…

Çıkarken kendimi sorguluyordum. İşte bilmediğimiz, çoğumuzun yaşamadığı gerçek bu…

Özellikle geçtiğimiz günlerde dağdan inenlerin TV’lerdeki görüntüsü ve ekrana yansıyan kutlamalar geliyor gözümün önüne. Bir kahraman gibi karşılanışları ve affedilişleri yüreğimi acıtıyor. Eli kanlı katillerin, beşikteki bebeğe bile kıyanların bu karşılanışları yüreklerimizi burktu. Açılım, saçılım diye bağırıp dağdan inenleri kahraman gibi karşılayanlar bir kez daha düşünmeli, “Nefes” filmini izlemeliler… Hoş bu yaşananları bilmiyor değiller.. Ama şunu bilmeliler ki, her metrekaresi şehit kanıyla sulanmış bu topraklar kimsenin babasının malı değildir. Tapusu da Türk milletinindir. Gerçek kahramanların, şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum. Varol Mehmetçik…

/ Hakkında Yazılanlar

Share the Post