Midemize saplanan kasaturayı kıpırdatmışsınız // Emel K. // 15 Mayıs 2007

Midemize saplanan kasaturayı kıpırdatmışsınız // Emel K. // 15 Mayıs 2007

Yer Eksi İki az önce bitti. Eşim şu anda muhtemelen yer artı 2000’de. Tapınma ihtiyacından mıdır nedir? Gittikçe kahramanlaşıyor gözümde. Ramses, Heredot, Horus, khaos, gaıa… Kalanları siz sayın. Bütün tanrılardan daha güçlü Türk askerleri. Bilekleri taş, kalpleri pamuk ipliği… Keşke Şebnem ölmeseydi de, Tayfun’un yaralarına pansumanı elleriyle yapabilseydi. Ali’yi berber koltuğuna oturtabilselerdi. Zaten hayatımızda yeterince acı vardı bizim. Kirpik diplerimiz sulanmasaydı böylesine… Midemize saplanan kasaturayı kıpırdatmışsınız, kan oluk oluk akmış kitabınızda. Ben ara vermiştim roman okumaya 2 sene kadar. 2 sene sonra hayat hikâyemin romanını okuyunca, tıpkı üstünü işaretlediğim satırlar gibi, birilerinin hala nasıl tribünde oturduğunu,

gözü kör, kulağı sağır yaşadığını, ülkeyi yönetenlerin teröristlerle nasıl da kol kola girdiğini, kırmızı çizgilerimizin morardığını, hatta ortada neredeyse dava falan kalmadığını ve yazık olan 10 senemizi gözümün önünden geçirdim bir bir. Bunların bu aymazlıkları yüzünden, bizim sağımıza solumuza dolaylı dolaysız bulaşan kan, onlara bulaşmaz şüpheniz olmasın. Çünkü bizim kışlalar düzayak, onlarınsa sırça köşkleri var. Ve bir hayli yüksekteler. Biz saçındaki akları, yüzündeki çizgileriyle sevdiceğimizin dönebileceği günleri düşleriz, onlar milleti tongaya getirip, makamları ele geçirecekleri günleri bekler. Biz bu ülkede artık Türk filmlerinin mutlu sonlarını istiyoruz. Bu mesnetsiz kavga bitsin. Topraklarımızdaki ayrık otlarını ayıklayalım. Huzura kavuşalım, gelincikler yetiştirelim istiyoruz. Çok şey değildir sanırım, Tayfunların, Alilerin, Mehmetlerin, Ahmetlerin evlerine gülerek dönmelerini istiyoruz. Mutlu biten bir aşk romanı istiyoruz artık. Doğuda da, batıda da ayyıldızın altında, kırmızı kurdeleli beyaz gelinlerin şehidine ağlamasını değil. Evren’in 3 aylık karısına tek bacağıyla değil, koşa koşa elinde çiçeklerle gelmesini ve Bitlis’e, Şırnak’a turistik gezi için gitmeyi istiyoruz. Hainlerden arındırılmış olarak tertemiz bir kente… Biz gerçekten artık huzur istiyoruz, “acaba bu sefer gittiği yerden dönebilecek mi kocam?” diye düşünmek değil… Şimdi tek tek okutuyorum Yer Eksi İki’yi, bizim yeni evli subay-astsubay eşlerine. Okusunlar ve eve gelince yaşadıklarını unutan kahramanlarının telefonlarına ağlayıp veryansın ederek değil, gerçek bir kahraman eşi olarak çıksınlar diye. Umarım, Türk filmi tadında mutlu sonla biten romanlarınızı da yazarsınız bu güzel topraklarda. Şebnemlerin komaya girmediği, Tayfunların sevdiceğini son kez koklayamadan çatışmalarda yaralanmadığı, Alilerin al bayrakla değil davul zurnayla memleketlerine gittiği, mutlu sonlu romanlar. Size daha önce yazmıştım, “hakkımı helal etmiyorum” bunlara diye. Geçen zaman çare olmuyor yaralarımıza. Bu belayı başımıza saranlara da, onlara yardım edenlere de ama en önemlisi, bu ülkenin bencil koltuk sevdalısı, iktidar sarhoşu zavallı yöneticilerine ve onlara oy verenlere, tepemize getirenlere. Helal etmiyorum. Sevgiyle kalın. Kaleminize sağlık.

/ Okur Görüşleri

Share the Post