Keşke birileri gelinciklerin dibine zehir dökmeseydi // Nesrin Fidan Ortaç // 17 Ekim 2006

Keşke birileri gelinciklerin dibine zehir dökmeseydi // Nesrin Fidan Ortaç // 17 Ekim 2006

Bir asker kızıyım, askerliğe hayran, tüm hayatı askerlik olan. Yıl 83–87 arası muhtemelen aynı dönemlerde Ankara’nın havasını soluduk, sokaklarında karşılaştık. Bir değil bekli çok sanatçı ruhlu insanın güneydoğu dönüşlerindeki çöküşü gördüm. Çok insan tanıdım geçici görevlerinin sonunda akşam gece yataklarından fırlayıp eşlerinin kafasına silah dayayan. Yer Eksi İki kitabınızı arkadaşım getirdi bana. Bir nefes okuyorum.

Elinize, dilinize sağlık diyorum. İnanılmaz güzel bir kitap ama keşke yaşamasaydınız bunca olayı, keşke kimse yaşamasaydı, keşke ben 90 sonrası yıllarda uçağın altında naaşları, üstünde yaralıları getirmeseydim. Keşke birileri gelinciklerin dibine zehir dökmeseydi. 90 yıllarda olaylar tırmanırken ben de yeni kabin memuru bol bol DC–9 ile doğu seferlerini yapıyordum. Yani çok tören gördüm, çok yüzü aklımdan zamanla sildim. Siz ağlayamazsınız ama benim bu lüksüm vardı. Sulu sepken servis de yaptım, servise çıkamayıp arkada sedyede bekledim. Bir battaniye veremedikleri sedyelere, ben uçak malını sorgusuz verdim. “Ambulansı geç yolladılar” diye ilgili yerleri arayıp haddimi de aşarak fırçaladım. Yani severim sizleri sizlerden ötürü. Şu askeriye engin deniz. Ne cevherler barındırıyor? Kitabınıza kâh güldüm, kâh ağladım, bazen düğüm oldum. Çok merak ettiğim, uzaktan yaşadığım günleri bana o kadar net anlattınız ki; ben dağlardaydım, ben ordaydım. Teşekkür ederim. Diğer kitaplarınızı da takip edeceğim. Güneydoğudan Öyküler’i babama da tavsiye ettim. Sizden yeni kitaplar bekliyoruz, acı ama gerçek. Askerlik zaten acı bana göre. “Öl” denilince ölünecek bir yaşam nerde var? Hangi meslekte var? Asıl olan yaşamak elbette ama sonucu “öl” denilince ölmek. Ve artık acı da olsa askerliğin gerçeği gözler önüne serilmeli. Hayat televole değil. Askerlik, Güneydoğu, PKK Beyoğlu barlarında rakı sohbeti değil. Tamam, asker de halktan ayrı değil. Dediğiniz gibi herkes elini taşın altına koymalı. Bu da sorumluluk ister, sorumluluk da bilinçli kişilerde olur. Siz anlatacaksınız, başkaları anlatacak, yazarak, çizerek, söyleyerek.

/ Okur Görüşleri

Share the Post