Gerçekler Kitaplara Dökülmeye Başlandı // M.B.Melikoğlu // 13 Aralık 2006

Gerçekler Kitaplara Dökülmeye Başlandı // M.B.Melikoğlu // 13 Aralık 2006

Kitaplarınızın her ikisini de okudum; Ben de Güneydoğu Anadolu’da görev yapmış bir kişiyim. Komando asteğmen olarak görev ifa ettim. Kısmet değilmiş ki sözleşmeli olarak kalamadım. Sebebi ise disiplin ya da yetersizlik sorunu değil. Yaş haddi idi. Bu arada benim komando olarak Eğirdir’de kaldığım dönemde kapı gibi ne delikanlılar(!) kaçtılar, sağlık masasında yalanlar söyleyerek. Ne oyunlar oynadılar kaçmak için ve acındırmaya çalıştılar tabib komutanlarımıza. Ben mi? Kalmak için en az onlar kadar oyun oynadık ben ve arkadaşlarım. Belki bizi refüze ederler de Tuzla Piyade Okuluna gönderirler korkusu ile. Bunları neden mi söyledim? Anlaşılacağı gibi ben de ülkemiz için yara olan bu mevzunun içinde bizzat yer aldım ve Türkiye’nin doğusu gerçeğini bizzat yaşadım.

Askerlik görevimin ifasından sonra sivil hayata döndüğümde gördüğüm şeyler, yaşadıklarım beni daha fazla üzdü. İnsanlar oradaki yaşananlara ya kayıtsızdılar ya da batılı güçlerin yetersiz dimaklarına zerk ettiği düşüncelerin etkisinde saçma sapan konuşup, yorumlarda bulunuyorlardı. Kimseye anlatamadım oradaki sorunu aslında ne olduğunu. Zaten sonradan da vazgeçtim. Çünkü dediğim gibi saçma sapan fikirlerle doldurulmuş dimaklar için ne orada yaşananlar ne de orayı hazırlayan asıl sebepler önemliydi. Batıdakiler için tek gerçek askerlerin katil ve anti hümanist canavarlar olduğuydu. Ki hala öyle. Onlar dağ taş gezmeyi trekking kulüpleri ile yaptıkları yürüyüşlerle karıştıran, dağcı komando olmanın dağcı parkurlarında tırmanmaktan daha öte bir zorluk olabileceğini bilemeyen acınası varlıklardı. Hala da öyleler. Çünkü oraya gidenler Anadolu’nun gerçek evlatlarıydı. Hala daha da gidenler zannedersem bu çevreden çıkıyordur. Yoksa ne İstanbul Etilerdeki tikiler ne de İzmir Alsancak’taki züppeler gidip orada askerlik yaparlar. Kaldı ki bu tipler askerlik bile yapmaktan kaçan, yaparsa da torpille en kıyak yerlerde askercilik oynayan kişilerdir. Bedel ödeyecek bir davaya inanmadıklarından askerliğin bir eziyet olduğunu zanneden bu insanların kalkıp orada kan ve ter döken, can veren Mehmetçikler hakkında ileri geri konuşmaları normaldir. Siz ve sizin gibi işin içinden gelen ve o havayı teneffüs etmiş insanlar son yıllarda ne mutlu ki gerçekleri kitaplara dökmeye başladı. Aslında geç bile kalındığını düşünüyorum. Bu mesele ile ilgili çıkan kitapları okumaya çalışıyorum. Gerçi ben roman tarzında değil de daha çok arşiv ve belgesel nitelikli gerçekleri anlatan kitapları okuyorum. Ama maalesef doğu gerçeği hakkında çok fazla kitap ya da görsel belgeler olmadığından gerçeğe dayalı bu tip roman tarzı kitapları da okumak gerektiğine inandığım için Yer Eksi İki adlı kitabınızı da okudum. Umarım tiki ya da züppe olmasa da meseleye onlar gibi yaklaşan diğer cahil insanlarımız, gençlerimiz de oynanan bu oyunu ve kirli amaçları görebilirler bu kitaplar vesilesi ile. Çalışmalarınızda başarılarınızın devamını dilerim.

/ Okur Görüşleri

Share the Post