Bu kitabın en çok okunan kitap olması gerekiyor // Esra AKBURAK // 9 Kasım 2004

Bu kitabın en çok okunan kitap olması gerekiyor // Esra AKBURAK // 9 Kasım 2004

Nasıl başlasam? Nasıl anlatsam bilemiyorum? Ben 24 yaşında bir öğretmenim. Çocukluğumdan beri Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt sorunuyla hep yakından ilgilendim. PKK’ya karşı verilen mücadeleyi anlatan televizyon programlarını aradım yıllarca kanallarda. Ama maalesef Mehmetçik programı dışında pek ilgilenen de olmadı.

Şehit cenazelerini hep ağlayarak seyrettim televizyonlarda. Lanet okudum teröre…Haber bültenlerinde araya sıkıştırılmış, sanki alelade bir habermiş gibi verilen “Çukurca sınır karakoluna yapılan baskında 3 şehit düştü, 5 yaralı var” cinsinden haberlere hep sinir oldum. Bilmem hangi mankenin bilmem hangi sanatçıyla ilişkisi daha önemliydi çünkü… Bu ilgisizliğe , bu vurdumduymazlığa isyan ettim hep. Hele kitabınızı okuduktan, yaşanan acıları, çekilen sıkıntıları iliklerime kadar hissettikten sonra isyanım binlerce ama binlerce kat daha arttı.

Gazetelerden takip ettim Güneydoğu’dan haberleri. Acaba orada yaşananları anlatan kitaplar var mıdır? diye düşündüm. Ama hiçbir yerde görmediğim rastlamadığım için yoktur herhalde dedim; taa ki Hürriyet’in geçen sene sürmanşetini görene kadar. “Efsanevi Komutan Osman Pamukoğlu Anlatıyor” diyordu. Yener Süsoy’un Osman Pamukoğlu ile yapmış olduğu bu röportajı bir çırpıda okudum. O haftasonu hemen Osman Pamukoğlu paşamızın “Unutulanların Dışında Yeni Bir Şey Yok” kitabını Alkım’dan hem de “En Çok Satanlar Bölümü”nden aldım. Ağlayarak, gururlanarak, duygulanarak okudum bu müthiş kitabı. Sonra “Bu kitabı herkes okumalı” dedim kendi kendime. Kitabı okumadan iki hafta evvel Hava Harp Okulu’ndan yayın yapan gururlanarak izlediğim A Takımı programına mail attım; Osman Pamukoğlu’nu davet etmesi, kitabı herkesin okuması için. Ama Osman Pamukoğlu’nu davet eden Savaş Ay değil, Hulki Cevizoğlu oldu. Program gece sabah 4’e kadar sürdü. Paşamıza e_mail yoluyla bir soru sorma imkanı da buldum. Gelen yüzlerce e_mail, açılan onlarca telefondan sonra hala bir yerlerde verilen bu mücadeleye duyarlı, hassasiyet gösteren insanların olduğunu görmek gerçekten umut vericiydi.

Bu kitapla ilgili okur yorumlarını okumak için internete girdiğimde OHAL’de askerliğini yapmış birinin yazdıkları oldukça ilgimi çekti. Kitabı fazla beğenmediğini Hakan Evrensel’in “Güneydoğu’dan Öyküler” adlı üçlemesinin daha iyi olduğunu söylüyordu. Bu yoruma biraz bozulmakla birlikte ertesi gün kitabınızı almak için Alkım’ın yolunu tuttum. “Güneydoğu’dan Öyküler 1” ile biraz da geç de olsa işte o gün tanıştım. Kumsalda insanlar denize girerken ben ağlayarak okudum kitabınızı memleketim Giresun’da. Hayıflandım kendi kendime. Ben nasıl olur da bu kitabı daha önce keşfedememiştim. PKK’yla mücadeleye duyarlı olan ben bunca yıl sadece gazetelerden televizyonlardan takip ederek anlamaya çalışmıştım oralarda olup biteni. Ama asıl gerçekler sizin öykülerinizde saklıymış meğer. Sadece 1.cildi okumakla hissetmiştim bütün bunları. Giresun’da 1.cildi bitirdikten sonra hemen şehre gittim 2. ve 3.ciltleri de almak için. Ama maalesef yoktu kitapçılarda. Gerçekten çok üzüldüm. Üstelik kitabı duymamışlardı bile. İstanbul’a döndüğümde Alfa yayıncılıktan çıkan 3 cildin birarada olduğu kitabınızı aldım. Bir saat evvel bitirdim “Geride Kalanları” da. Hala ağlıyorum. Öfkeliyim insanlarımıza…Vefasızlıklarına….

“Hemen birşeyler yazmalıyım” dedim. İnanılmaz öyküler, hayatlar var bu kitapta. Size nasıl teşekkür etsem azdır “Güneydoğu’dan Öyküler”i bizlerle buluşturduğunuz için. Bütün çıplaklığıyla, bütün gerçekliğiyle anlatmışsınız tüm yaşananları. Şimdi düşünüyorum. Yarın öğretmenler odasına girdiğimde hangi öyküyü anlatsam öğretmen arkadaşlarıma? Serpil’in yasını mı? Mehmetçiğin bacağından patlamamış fünye çıkartan kahraman doktoru mu? Bedenine saplı yedi kurşunla İstiklal Marşımızı sonuna kadar okuyan komutanı mı? Ya da şehit olmadan eşine yazdığı son mektubu postaya veren subayımızı mı?

Herkese kitabınızdan bahsediyorum. Kuzenlerimden biri okudu bile. Bir öğretmen arkadaşım birinci cildi yeni bitirdi. Ama ben kitabınızı duyurmak için daha fazla şeyler yapmak istiyorum. Size komik gelebilir belki ama. Gençlerimizin en çok rağbet ettiği programlardan biri olan Beyaz Show’a telefon açıp “Merhaba Beyazıt Bey, siz de bir polis çocuğu olarak Hakan Evrensel’in “Güneydoğu’dan Öyküler” kitabını mutlaka okumalı, tanıtmalısınız. Bu kitapta çok yakın tarihimizin aynası var. Bugüne dek söylenilmeyen, anlatılmayan, yazılmayan pek çok gerçek var bu kitapta. Şehitlerimizin, gazilerimizin hala dağlarda PKK’yla mücadele halinde olan genç kahramanlarımızın unutulduğu bugünlerde onları unutmamalı, unutturmamalıyız” demek geliyor içimden. “Bu kitabın bugüne kadar en çok okunan, en çok satılan kitap olması gerekiyor” demek geliyor içimden.

Çok uzattığımın farkındayım. Ama son sözüm AB’ye girmek uğruna taviz üzerine taviz verenlere, verecek olanlara. Şehitlerimizin kanı yerde kalacak diye elim yüreğimde gelişmeleri takip ediyorum. Bir zamanlar PKK’yla işbirliği yapmış, APO’nun kuklaları olmuş olanlar “Pişmanlık yasası nedir ki? Onlar(teröristler) pişman olacak ne yapmışlar ki? diyenler, ülkemin havaalanının VIP salonundan elini kolunu sallaya sallaya geçeceklerse ben böyle AB’ye üyelik istemiyorum. Teröristin evini taziyeye giden bir büyükşehir belediye başkanını, bir oğlu hala PKK kampında bulunan ve dağda Mehmetçiklerimizle savaşan ismi lazım değil bir diğer belediye başkanını görevden almayan alamayan hükümeti de istemiyorum… Bu olaylar kendisine sorulduğunda “Gerekli açıklamalar yapılmıştır, arkadaşlar” diyerek kestirip atan, bütün bu gelişmelere seyirci, pısırık, sessiz kalan bir başbakan da istemiyorum… Ben ülkemin her şehrinde “Şehitler Abidesi” görmek istiyorum. Ülkemin bütün caddelerine bu mücadelede şehit düşmüş, gazi olmuş askerlerimizin isimlerinin verilmesini istiyorum. Nasıl İstiklal Savaşı’nda şehit olmuş askerlerimizi anıyorsak; her yıl Güneydoğu’da şehit verdiğimiz askerlerimizin de yapılan etkinliklerle anılmasını istiyorum. Ben daha çok ama daha çok şey istiyorum vatan sevgisinin, kahramanlığın, fedakarlığın ve cesaretin destanını yazan bu genç kahramanlarımız MEHMETÇİKLER için.

Eğer İspanya’da milyonlar ETA terör örgütü için sokağa dökülüyorsa, Türk milleti de yaşanan acıları unutmamak, unutturmamak için sokağa dökülmeli!Ben milletimin artık daha fazla sessiz kalmamasını diliyorum. “Güneydoğu’dan Öyküler”i bizlere armağan ettiğiniz için bir kez daha binlerce kez teşekkürler.

/ Okur Görüşleri

Share the Post