Ankara’da yaşar. Un ticareti yapar..Oğlunu askere göndermiştir..Şafak saymaya devam ederken İlhan adlı bir yurttaşımız, evde Abdullah AĞAR’ın “5.Tim” adlı kitabını okumaktadır….”Biz güneş doğsun isteriz” der kitabın ön yüzü…Pusuya yatan Mehmetçiğin niye gün ışığını sevdiğini ,okuyunca anlar İlhan Bey…..Yaralı arkadaşlarını almak için verdikleri insanüstü çabayı… Bu kitap bitince Hakan EVRENSEL’in “Yer Eksi İki” adlı kitabını okur.. Jandarma Pilotlarının, yaralı askerleri almak için hangi şartlarda, nerelerde uçtuğunu anlar.. Çatışmaya giden askerin, ne olursa olsun, ölü ya da diri orada kalmayacağının garantisini nasıl oluyor da hissettiğini anlar.

Ankara’da yaşar. Un ticareti yapar..Oğlunu askere göndermiştir..Şafak saymaya devam ederken İlhan adlı bir yurttaşımız, evde Abdullah AĞAR’ın “5.Tim” adlı kitabını okumaktadır….”Biz güneş doğsun isteriz” der kitabın ön yüzü…Pusuya yatan Mehmetçiğin niye gün ışığını sevdiğini ,okuyunca anlar İlhan Bey…..Yaralı arkadaşlarını almak için verdikleri insanüstü çabayı… Bu kitap bitince Hakan EVRENSEL’in “Yer Eksi İki” adlı kitabını okur.. Jandarma Pilotlarının, yaralı askerleri almak için hangi şartlarda, nerelerde uçtuğunu anlar.. Çatışmaya giden askerin, ne olursa olsun, ölü ya da diri orada kalmayacağının garantisini nasıl oluyor da hissettiğini anlar.

Okurken gözlerinden yaş gelir İlhan Bey’in… ”Ya benim oğlum da oralarda ise? Ya yaralanırsa, ya mayına basarsa?”… Her geçen ay daha ağır gelmeye başlar evdekilere… Şehit haberleri yayınlanmaktadır her gün.. Yas tutan evler.. Bayrak sarılı tabutlar… Bir yakını da evladını kaybetmiştir VATAN uğruna… Bir yararım dokunsun diye Ankara GATA’nın Rehabilitasyon Merkezi’ne gider, evde yapılan börekler, çörekler sunulur gazilerimize, moral verilir… Bu duygular içindedir İlhan Bey… Bir akşam, haberleri açar, yine korkuyla… Bir anda koltuğunda doğrulur, şaşırır, şok olur… Bir kulüp başkanı, koskoca bir camiayı teror örgütü adı ile birlikte anmaktadır… Düşünür İlhan Bey ”Bunca çekilen acı, sıkıntı, GATA’da gördüklerim, gelen haberler bunun için mi?… Benim oğlum, futbolun içindeki iğrenç rekabete mi alet oluyor?… ”Bu kadar ucuz mu” der “bu kavramları yan yana getirmek?”… ”Kim söylettiriyor bunları?”… ”Benim oğlumun savaşı, benim savaşım, bizim savaşımız bunun için mi?”. ”Futbolu, elbirliği ile pisletenler artık böyle şeyleri mi tartışıyor” diye iç geçirir… Telefona sarılır bu duygular içinde… Onun sesini duymak ister… Yoktur kışlada… ”Operasyonda” derler… Bir kurt düşer içine… Bir şey saklanıyor olmasın benden… Kapı çalar… Gözü yaşlı bir subay…Elinde bir zarf..