Onları unutmamak için yaşatmalıyız // Hasan PULUR // Milliyet // 27 Ekim 2001

Onları unutmamak için yaşatmalıyız // Hasan PULUR // Milliyet // 27 Ekim 2001

Ertuğrul Özkök, perşembe günkü yazısında şunu soruyordu:
“Balkanlar’ı neden kaybettik, Güneydoğu’da neden kaybetmedik?”
Ve her Türk’ün en azından bir kere, bu sorunun cevabını vermesi gerektiğini söylüyordu:
“Ben kendi payıma bu soruyu defalarca kendi kendime sordum. Ve kendimce cesur ve aynı zamanda gerçekçi cevaplarını da verdim.”
Ertuğrul Özkök’ün cevabı şuydu:

Ertuğrul Özkök, perşembe günkü yazısında şunu soruyordu:
“Balkanlar’ı neden kaybettik, Güneydoğu’da neden kaybetmedik?”
Ve her Türk’ün en azından bir kere, bu sorunun cevabını vermesi gerektiğini söylüyordu:
“Ben kendi payıma bu soruyu defalarca kendi kendime sordum. Ve kendimce cesur ve aynı zamanda gerçekçi cevaplarını da verdim.”
Ertuğrul Özkök’ün cevabı şuydu:

“Siyasi ve mesleki kariyerlerini yakmayı, hatta cezai riskleri göze alarak bu savaşa katılan insanları, işte o nedenle hep saygıyla ve minnetle andım.
Yaşadığım sürece de saygıyla hatırlamaya devam edeceğim.
Tabii bu savaşın bir de en büyük kahramanı var.
Hiç sesini çıkarmadan evlatlarını vatan savunmasına gönderen bu halk.
Savaşın en ağır günlerinde, her kasabadan bir cenazenin kalktığı o ıstıraplı anlarda bile, savaşı ırkçı bir linçe dönüştürmeyen bu ülkenin medeni insanları.
Onları da hiç unutmayacağım.”
Elbette, biz de unutmayacağız…
LAKİN, sadece, belleğimizde, bilinçaltımızda “onları” unutmamak yeter mi?
Onları yaşatmalıyız.
Hani, bu duygunun ürünü olan eserler?
Film, roman, şiir, hikaye, heykel, tiyatro oyunu, şarkılar?
Şehitliklerden başka ne var?
İnsanları, olayları ölümsüzleştiren sanat değil midir?
Güneydoğu’nun gerçeklere dayanan filmi çevrilmez mi, romanı yazılmaz mı?
Irkçılığa, aşırı milliyetçiliğe, şovenizme yer vermeyen, özeleştiri yapan eserler, Özkök’ün çizdiği çerçeveye oturan eserler nerede?
Hakan Evrensel’in üç ciltlik “Güneydoğudan Öyküler”i olmasa…
Hele o öykülerin, yayımlandığı gazetede, nasıl sansür edildiğini, yarıda kesildiğini de bir bilseniz…
GÜNEYDOĞU’YLA ilgili film çevrilmiyor mu, kitap çıkarılmıyor mu?
Mesela, öyle bir film çevriliyor ki, dostluk üzerine, barış üzerine, insanlık üzerine sanki bir destan!!!
Ama ne hikmetse o filmin başoyuncusu beş yaşındaki çocuk, ilk gördüğü yerde, bir büfenin üzerinde duran jandarma subayının çerçeveli fotoğrafını, alıp yere atıyor, kırıyor.
Ya da yerinden yurdundan edilmiş, bir zavallı ihtiyar başına gelenleri bir cümlede anlatıyor:
“Ah beyim ah! Devletle gerilla arasında kaldık!”
Kimlerin teröristlere “gerilla” dediğini bilmez misiniz?
EVET, “onları” biz hiç unutmayacağız…
Lakin, onları gelecek kuşaklara kitaplarla. filmlerle, şarkılarla emanet etmeliyiz.
“Örtülü” filmlerle değil!
ORHAN Veli’nin şiirini de hiç unutmamalıyız:
“Neler yapmadık şu vatan için;
Kimimiz öldük,
Kimimiz nutuk söyledik.”
Yakında, politikacı, üç kuruşluk oy için, nutuktan bile vazgeçer!

/ Hakkında Yazılanlar

Share the Post