Güven Kıraç bu köşeden en fazla övgü alan oyunculardan biri… Tabii ki oyunculuğu uluslararası platformlarda bile kabul gören Kıraç’ın bizim methiyelerimize ihtiyacı yok. Ama onu ne zaman izlesem kalp kapakçıklarım kendiliğinden alkış tutmaya başlıyor… Kıraç, Önce Vatan dizisindeki bir bölümlük konuk oyunculuğuyla beni yine mest etti. Eğer güzel sanatlar fakültelerinde bir gün İnandırıcı Oyunculuk bölümü kurulursa, benim kürsü başkanlığına adayım Güven Kıraç’tır. Bir insan, kameranın karşısında bu kadar mı doğal, bu denli mi sahici olur? Önceki gece dizide yine sanki yılların uzman başçavuşu gibiydi. Üzerine vazife olmamasına rağmen, son derece riskli bir ameliyatta cerrahlara yardımcı olmak için ekipte yer aldı. Bir yaralının bacağındaki patlamamış roketatar fünyesinin çıkartılmasına yardımcı oldu. Fünyeyi alıp cipe koymuştu ki… Evet… Bir bölümlük konuk oyuncu olarak sete adım attınız mı ya ölürsünüz, ya da tek yön bileti olan bir yolculuğa çıkarsınız… Bizim başçavuşun elindeki senaryoda ‘A şıkkı’ yazıyordu. Ve Kıraç, toplam 10 dakikayı bulmayan o ağıza tat, boğaza feryat oyunculuğuyla, bir aktörün bir dramayı nasıl forse edebileceğinin dersini verdi… Bu arada diziyi izlerken, sevgili Şafak Sezer’in de bol bol kulaklarını çınlattım. Hani televizyon reklamında en olmadık yerlere gidip cep telefonunun çekmediği kör noktaları arayıp da bulamıyor ya, bizim askerlerin telefonları Şırnak’ın pek çok yerinde çekmiyordu. Hastaneye acil bir durumu bildirmek için bile dere tepe dolaşıp kapsama alanında bir nokta bulmak üzere ter akıttılar. Umarım, gördüklerimiz sadece dizi senaryosundan ibarettir ve yine umarım askerlerimiz Güneydoğu’daki acil durumlarda, reklamların mağrur operatörlerinin kulaklarını çınlatmıyorlardır…