“Yetti” Denilen Sahifeler // Ayhan Katırcıkara // Türkiye // 1997

“Yetti” Denilen Sahifeler // Ayhan Katırcıkara // Türkiye // 1997

Üniversitede okuyan oğlumun ısrarıyla okudum, iyi ki de böyle bir eseri ve yazarı tanımışım.
Türkçeyi çok iyi kullanıyor ve edebiyat dilimizi biliyor. Asker bir sanatçı-yazar Esere başlıyor ve hemen bitiriyorsunuz. Öylesine akıcı bir dili var. PKK ile mücadelede askerimizin iyi ve kötü günlerinde birlikte oluyor, adlarını ve mutluluklarını paylaşabiliyorsunuz. Eser her yönüyle başarılı. Hiç ideoloji, hamaset ve mesleki kabızlığa yakalanmamış, O mücadeledeki insanımızı öyle bir irdeliyor ki, yazar Hakan Evrensel’in çok yönlü bir kültür birikimi olduğu ortaya çıkıyor. Bu disiplinden ve ilkelerinden de taviz anlamı taşımıyor. Hem asker, hem insan. Makine değil. Tıkanıklıklara imkânlar içinde çözüm de arıyor Oğlum bile bu eseri okuduktan sonra gönüllü Güneydoğu’da göreve talip;

Keşke bu eser hiç vakit kaybedilmeden beyaz perdeye yahut ekranlara aktarılabilse.
Eserde 29 anekdot hikâye edilmiş. Okurken kendiniz yaşamış gibi duygusal yanınız ve heyecanınız artıyor, bir Amerikan filmi izliyormuşsunuz gibi sürükleniyorsunuz. Eserin başında ise bir röportaj yayınlanıyor. Hepsi de birbirini tamamlıyor.
Keşke Kıbrıs çıkartmamızla ilgili de böylesine yüzlerce eserimiz yayınlanmış olsa. Güneydoğu’daki terörle olan bu mücadelede de öyle. Çok az eser yayınlandı. Bizzat gelişmelerin içinde olanlar bunu değerlendirerek yayınlayabilseler bir sonraki nesle önemli bir miras bırakacak, ufuk açacaklar. Yazar bakın ne diyor röportajında:
-Ne yazık ki bu tür alışkanlıklarımız yok. Bir türlü yazamıyoruz. Adam, Körfez birliklerine komuta etti. Emekli oldu. Aradan bir-iki yıl geçti, oturdu yazdı. Schwardzkopf’u kastediyorum. Hem de ne yazdı? Zehir zemberek bir kitap. Herkesin gözünde büyüttüğü Amerikan ordusunun rezaletlerini anlattı. İnanmazsınız ama aynısı bizde de yaşanıyor, insan unsuru işte. Kültürü, eğitimi farklı ama, temelde insan var ya, o yüzden adamın anlattığı birçok şeyi yaşadığım söyleyebilirim. Sanki benim anılarımı yazmış gibi, (shf-7)
Bu eser tartışılmalı, yenileri yazılmalı, ta ki nerede bir hata yapılıyor ortaya çıksın. Bir şey uzuyorsa, sulanıyor da. Dilin kemiği yok her şey anlatılıyor. Aynı ıstıraptan daha sonraki nesiller neden çeksin ki?

/ Hakkında Yazılanlar

Share the Post