Teröristin silahı kimin malı? // Hasan PULUR // Milliyet // 13 Ekim 2001

Teröristin silahı kimin malı? // Hasan PULUR // Milliyet // 13 Ekim 2001

Türkiye terörle mücadelenin dışında kalamaz.
15 yıl terörle savaşmış, 30 bin insanını kaybetmiş, savaş devlete 100 milyar dolara mal olmuştur.
Böyle bir ülkenin “terörle mücadele”ye, yan çizme mantığı olur mu?
Lakin bu mücadelenin sonunda, biz ne olacağız?
Bugün keskin terör düşmanları, yarın “Bu iş buraya kadar!” deyip çekip giderlerse, ya da bazıları “Benim işime yarayan terörist bin yaşasın!” derlerse…
Derler mi?
Derler!

Türkiye terörle mücadelenin dışında kalamaz.
15 yıl terörle savaşmış, 30 bin insanını kaybetmiş, savaş devlete 100 milyar dolara mal olmuştur.
Böyle bir ülkenin “terörle mücadele”ye, yan çizme mantığı olur mu?
Lakin bu mücadelenin sonunda, biz ne olacağız?
Bugün keskin terör düşmanları, yarın “Bu iş buraya kadar!” deyip çekip giderlerse, ya da bazıları “Benim işime yarayan terörist bin yaşasın!” derlerse…
Derler mi?
Derler!

TERÖRİSTİN elindeki silahın, roketin, mayının menşeine bakın, nerenin malı bunlar?
Afgan dağlarındaki, Bekaa Vadisi’ndeki, silah fabrikalarında mı imal edildi bunlar?
Allah bilir ya, bugün bile gizli gizli Usame Bin Ladin’e silah sevk etmiş olabilirler.
Örnek çok…
PKK ile savaş sürdüğü günlerde, Cudi Dağı’nın eteklerindeki bir yoldan geçmek isteyen, içinde üç İtalyan’ın bulunduğu cip, bölgenin sorumlusu askeri birlik tarafından durdurulur, bu yoldan gitmeleri tehlikelidir, “Gece Türk birliğinin misafiri olsunlar, yarın giderler” denilir.
Türk birliğinin komutanı, İtalyanları yemeğe davet eder.
İtalyanlar, bölgeye incelemeye gelmişlerdir, ne hikmetse o günlerde Batılılarda böyle bir merak vardır.
KOMUTAN, İngilizce bilen asteğmen aracılığıyla İtalyanlara ne düşündüklerini sorar. İtalyanlara göre Türkiye, bu bataktan, bir an önce çıkmalı, Kürtlere özerklik tanımalı, Abdullah Öcalan’la masaya oturmalıdır.
Birlik komutanı, bir torba getirtir, baş aşağı eder, içinden on kadar mayın çıkar, hemen hepsi Türkiye’nin aziz müttefiklerinin(!) imalatıdır.
Sarı renkli olan ise, Waisella marka İtalyan malıdır, bu mayınlar yüzlerce Türk askerini öldürmüş, yaralamış, sakat bırakmıştır.
KOMUTAN, asteğmene döner:
“Ne dersem aynen tercüme et!”
Komutan konuşur, asteğmen çevirir:
“Taa İtalya’dan gelip bize, yani Ortadoğu’nun tüm sıkıntısını çekenlere ders vermeye kalkıyorsunuz. Bir yandan emperyalizm diyorsunuz, bir yandan – PKK’ya mayın satıyorsunuz. Bir yandan Amerika’yı, Almanya’yı, İngiltere’yi şikayet ediyorsunuz, bir yandan siz de bu işin içine girmeye çalışıyorsunuz. Korkmayın size bu düşüncelerinizden ve sözlerinizden ötürü bir şey yapacak değiliz. Tek üzüldüğüm bizi aptal sanmanız. Bir bataklığa saplanmış olabiliriz ama göreceksiniz bir gün bu bataklıktan çıkacağız. Ve bizi bu bataklığa saplayanların kendileri bu bataklıkta boğulacaklar. Bizimle birlikte bu bataklığa saplanan ülkeniz de bu mayınların hesabını verecek.”(X)
TEKRAR tekrar söylüyoruz, Türkiye terörle mücadelede tarafsız kalamaz.
Lakin demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi kavramların arkasına sığınıp, teröriste mayın satan, teröristi bağrına basan İtalya örneğini unutacak mıyız?
Ya da tekrar etmeyeceğinin garantisi nedir?
(X)Güneydoğudan Öyküler/Hakan Evrensel, Ümit Yayınları

/ Hakkında Yazılanlar

Share the Post