Teröre Silah, Mayın Satanlar // Hasan Pulur // Milliyet // 1 Nisan 2002

Teröre Silah, Mayın Satanlar // Hasan Pulur // Milliyet // 1 Nisan 2002

Genelkurmay, PKK’lıların kullandığı ve ele geçirilen silahların menşeini tespit ediyormuş…
Bu silahların numarası, markası, hangi fabrikada üretildikleri… On binlerce silah ve mayın incelenerek, hazırlanan liste terörü destekleyenlerin suratlarına vurulacakmış “İşte sizin sattığınız silahlar!” denilerek… (Yavuz Donat/Vitrin Sabah/29 Mart 2002)
Bunu okuyunca aklımıza daha önce de anlattığımız bir “Güneydoğu öyküsü” geldi. (X)
Hikayenin kahramanları yabancı dil bilen bir yedeksubay teğmen, tabur kumandanı ve üç İtalyan.

Genelkurmay, PKK’lıların kullandığı ve ele geçirilen silahların menşeini tespit ediyormuş…
Bu silahların numarası, markası, hangi fabrikada üretildikleri… On binlerce silah ve mayın incelenerek, hazırlanan liste terörü destekleyenlerin suratlarına vurulacakmış “İşte sizin sattığınız silahlar!” denilerek… (Yavuz Donat/Vitrin Sabah/29 Mart 2002)
Bunu okuyunca aklımıza daha önce de anlattığımız bir “Güneydoğu öyküsü” geldi. (X)
Hikayenin kahramanları yabancı dil bilen bir yedeksubay teğmen, tabur kumandanı ve üç İtalyan.

PKK terörünün, azdığı o günlerde, nedense, hep yabancı araştırmacılar, sosyal bilimciler, Güneydoğu’ya akın ederdi. Bu üç İtalyan da onlardandı, geç vakit, akşam karanlık basarken gelmişlerdi, tabur komutanı, ileri geçmelerinin sakıncalı olduğunu İtalyanlara anlattı.
TABUR komutanı, İtalyanlara çay ikram etti ve Güneydoğu için ne düşündüklerini sordu… Uzun uzun Amerikan emperyalizminden, halkların özgürlüğünden söz ettiler, ulusdevlet denilen üniter devletin sonu gelmişti, Türk devletinin “Sayın Öcalan’la anlaşmasının vakti gelip geçiyordu.”
İtalyanlara göre Ortadoğu paylaşılmıştı, Amerika, İngiltere ve Almanya bu bölgeyi kontrol altına almışlardı. İtalya geç kalmıştı.
TABUR komutanı askeri çağırdı, kulağına bir şeyler söyledi, asker elinde bir torbayla geldi, masanın üzerindeki haritaya boşalttı.
İçinden mayınlar çıktı, Rus, Amerikan, Alman ve İtalyan mayınları…
Kumandan mayınlardan birini alıp gösterdi:
“Bu nedir biliyor musunuz?”
İtalyanlar bilmediklerini söyleyince teğmen araya girdi:
“Bu bir İtalyan mayınıdır, markası Waissella’dır.”
TABUR komutanı, teğmene, “şimdi söyleyeceklerimi çevir!” dedi:
“Taaa, İtalya’dan gelip, bize, Ortadoğu’nun tüm sıkıntısını çekenlere ders vermeye kalkıyorsunuz. Bir yandan emperyalizm diyorsunuz, bir yandan PKK’ya mayın satıyorsunuz. Korkmayın, size bu düşüncelerinizden ve söylediklerinizden dolayı bir şey yapacak değiliz. Tek üzüldüğümüz, bizi aptal sanmanız. Bizi bataklığa saplanmış görüyorsunuz, biz, bir gün bu bataklıktan çıkacağız (….) ülkeniz de, bu bataklığın hesabını verecek.”
TAM o sırada peş peşe üç havan topu patladı…
İtalyanlar gürültüden kendilerini yere attılar, korkudan dudakları titriyordu, komutan “Kaldır şunları yerden, gidip yatsınlar, iyi uykular dilediğimi söyle” dedi.
VE teğmen, bu olayı defterine not ederken “gavurlar geldi” diye haber veren askerlerini unutmayarak şöyle yazdı:
“Gavurları düşündüm ve gavur deyip kestirip atmanın işe yaramayacağını, en az onlar kadar gavur olmak gerektiğine karar verdim.”
Bu bir Güneydoğu hikayesi…
Güneydoğu’dan yazılacak o kadar hikaye var ki!..
——–
(X)Güneydoğudan Öyküler/Hakan Evrensel/Ümit Yayıncılık

/ Hakkında Yazılanlar

Share the Post