Şehitler üzerine… // Hasan Pulur // Milliyet // 9 Ekim 2008

Şehitler üzerine… // Hasan Pulur // Milliyet // 9 Ekim 2008

BİZE göre, bir şehidi kimse Mehmet Akif kadar anlamlı anlatamamıştır: “Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.”
Ya o şehidin doğumu?
Dr. Celalettin Algan’ın “Gece büyüyen başaklar” şiirinde doğan bebek, bugün şehit düşenlerden biridir sanki:

BİZE göre, bir şehidi kimse Mehmet Akif kadar anlamlı anlatamamıştır: “Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.”
Ya o şehidin doğumu?
Dr. Celalettin Algan’ın “Gece büyüyen başaklar” şiirinde doğan bebek, bugün şehit düşenlerden biridir sanki:
“Sen doğduğun gece tosunum,
Ne melekler indi gökten,
Ne toplarla selamlandı gelişin,
Ortasında zifiri karanlığın
Bir garipçeydi beklenişin.”
* * *
BİR anaya, bir babaya, bir geline, bir nişanlıya “Şehit” haberi vermek…
Hiç düşündünüz mü?
Komutanınız bu görevi size verdi, ne yapardınız?
“Emre itaatsızlıkta ısrardan mahkemeye verin komutanım!.. Rütbelerimi sökün komutanım! Beni tek başıma operasyona gönderin komutanım! Ama oraya beni göndermeyin komutanım!”
Nafile, komutan tınmaz bile:
“Sen gideceksin!”
Çaresiz, askerlik bu…
Gittiniz, babasına “Oğlunuz şehit oldu!” dediniz.
Ya o ne dedi?
Yüzünüze bakıp “Oğluma sahip olamadınız…” dedi.
Hepsi bu kadar:
“Oğluma sahip olamadınız!”
Olamadık!
* * *
GENELLİKLE gazetelerde “şehit ilanları” çıkmaz, ana mı verecek, baba mı ilan verecek, biri eteğinde biri kucağında iki bebeği olan eşi mi?
Birkaç yıl önce, 21 Ocak 2006 tarihli “Sabah” gazetesinde bir ilan çıktı, küçük bir ilan, 23. sayfaya sıkıştırmışlar, biz de kesip saklamışız:
“Piyade Üstçavuş Halil Kaya, Piyade Uzman Çavuş Vedat Mutlu, Piyade Uzman Çavuş Sait Demirel 19 Ocak 2006 günü şehit olmuşlardır. Silah arkadaşlarımızı kaybetmiş olmanın üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve silah arkadaşlarımıza başsağlığı dileriz..”
İlanı verenler:
“Kara Kuvvetleri Komutanlığı personeli”
İlanı ilginç bulup saklamışız.
* * *
Bir ilan daha…
Atatürk’ün gençliğe hitabıyla, “Ey Türk Gençliği!” diye başlıyor:
(…)Bütün bu ahval ve şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. İşte bu ahval ve şerait içinde dahi birinci vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini muhafaza ve müdafaa etmektir…”
Ve devam ediyor:
“P. Üstğm. Erdal Kurtoğlu 16 Haziran 1994 günü birinci vazifesi uğruna şehit oldu. O da, Cumhuriyetin sadece kendisine değil Türk Gençliğine emanet edildiğine inanıyordu. Başımız sağ olsun. Arkadaşları..” (x)
Uğruna şehit olunan “birinci vazife”yi hatırladınız herhalde, Atatürk altını çizmişti:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni muhafaza ve müdafaa etmek.”
Kafanızı o kadar karıştırdılar ki, unutmuş olabilirsiniz…
——————-
(x) Güneydoğu Öyküleri, Hakan Evrensel

/ Hakkında Yazılanlar

Share the Post